CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, İstanbul’da motokurye Yunus Emre Göçer’in öldüğü kazayla ilgili, “Somali Cumhurbaşkanı’nın oğlu korunmuş, kollanmış ve kaçırılmıştır. Bunun affedilecek bir tarafı yoktur.” değerlendirmesinde bulundu.
Günaydın, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, vefat eden Saadet Partisi Kocaeli Milletvekili Hasan Bitmez’in, TBMM Genel Kurulundaki son konuşmasında yer alan konuları tekrar etti.
Bitmez’in konuşmasıyla, “iktidarın zikzaklı ve iki yüzlü dış politikasını ortaya koyduğunu” savunan Günaydın, milletvekilleri konuşurken diğer milletvekillerinin laf atmalarının olağan olduğunu söyledi. Günaydın, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ancak olağan dışı bir şey var. Hasan Bitmez kürsüde kalp krizi geçiriyor ve düşüyor. Bunun üzerine AKP sıralarından ‘Allah’ın gazabı böyle olur işte.’ diye sesler geliyor. Amacım kamuoyunda kimseyi deşifre etmek değil. Sayın milletvekili düştükten sonra akıl ve vicdan yoksunu bir kişinin ‘Allah’ın gazabı böyle olur.’ diye bağırmasını, bu tutanakta kimin ne söylediği birebir belliyken, Meclisin her tarafı kamera ve mikrofon doluyken nasıl saptayamıyoruz? Bu saptanmalıdır ki AK Parti’nin bütün milletvekillerinin bu vicdansızlığa ortak olduklarına dair bir kanaat kamuoyunda oluşmasın. Bu, kişisel bir sorumluluktur. Bunu yapan kimse saptanmalıdır. Bu TBMM Başkanlığının ödevidir. Dolayısıyla AKP Grubunun tamamının da bu töhmetten kurtulması gerekmektedir.”
Bitmez’in vefatıyla TBMM’nin sağlık hizmetlerinin yetersiz olduğunun görüldüğünü öne süren CHP’li Günaydın, olası kazaların önlenmesi amacıyla Genel Kurul salonunda kürsünün arkasındaki mermer basamaklara yönelik de tedbirlerin alınmasını istedi.
Hasan Bitmez’in kalp krizi geçirmesinin ardından TBMM’de kebap pişirildiğini de söyleyen Günaydın, “Eş zamanlı olarak arkadaşımız can çekişirken, Meclisin bahçesinde kebap yapmak ne demektir?” sorusunu yöneltti.
“Belediye başkanlarımızın bir yerden bir yere tayin edilme durumu söz konusu değil”
CHP Grup Başkanvekili Günaydın, basın mensuplarının sorularını da yanıtladı.
İstanbul’da motokurye Yunus Emre Göçer’in yaşamını yitirdiği trafik kazasına ilişkin soru üzerine Günaydın, bu olayın, “Türkiye’de hem içişleri hem de adalet alanında skandallar dizgesini ortaya çıkardığını” öne sürdü. Günaydın, şöyle devam etti:
“Bazı gizli ellerin olaya müdahale ettiğini öngörmek de bu memlekette zor değil. Kolluk kuvveti neden herhangi bir olayda davrandığı gibi davranmıyor da sanığı korumaya yönelik işlemler yapıyor? Yapılması gereken önce gözaltı, arkasından yurt dışına çıkış yasağının konulmasıdır. 2 Aralık’a kadar Türkiye’de kalıyor ve tarifeli bir uçakla Türkiye’yi terk ediyor. Bu saatten sonra Adalet Bakanı veya diğer çevrelerin ‘Getirteceğiz, şöyle yapacağız.’ söylemleri kamuoyunu tatmin etmemektedir. Bu, Türkiye’nin egemenlik sorunudur. Türkiye’nin kara sınırları, egemenlik alanı içerisinde Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) konusuna giren bir suç işlenmişse, yabancılar hukuku devreden çıkar ve TCK uygulanır. Somali Cumhurbaşkanı’nın oğlu korunmuş, kollanmış ve kaçırılmıştır. Bunun affedilecek bir tarafı yoktur. Üzülerek söylüyorum ki Türkiye’de yoksul, sahipsiz olduğu sanılan insanlara, bu tip muameleler geçmişten bu yana yapılmaya devam edilmektedir.”
Gökhan Günaydın, “Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun, CHP’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı olacağı” iddiasının sorulması üzerine, partisinin gelecek hafta büyükşehir belediyeleri ile diğer belediye başkan adaylarını açıklamaya devam edeceğini söyledi.
Günaydın, “İzmir’e yapılan çok fazla yakıştırma var. Bu bilgilerin hiçbirisi bende yok. Bunlar hem MYK’de hem Parti Meclisinde tartışılarak ve ortak akılla alınan kararlardır. Belediye başkanlarımızın bir yerden bir yere tayin edilme durumu söz konusu değildir.” dedi.
